Meslektaşlarımın bildiği gibi meslek yasamız 13.06.1989 yılında Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Aradan geçen 24 yılda Mali Müşavirlik mesleğinin geldiği noktaya bakarak bir değerlendirme yaparsak çok mesafeler aldığımızı söyleyebiliriz. Meslek Mensupları ile ilgili TÜRMOB üye istatistikleri çalışmasından aldığım verileri sizinle paylaşmak istiyorum.
Buna göre 02.10.2013 tarihi itibariyle;
Türkiye’de 77 ilde SMMM Odası (bunun 5’i ilçe odaları), 8 YMM Odası olmak üzere toplam 84 oda örgütlenmesini tamamlamış ve faaliyet göstermektedir. Bu odalarda kayıtlı üye dağılımına bakarsak 11.856’sı SM, 75.746’sı SMMM, 4.160’sı YMM olmak üzere toplam 91.762 Meslek Mensubu aktif olarak mesleğini icra etmektedir. İstatistikleri biraz daha genişletirsek,
Türkiye’de YMM Odaları ve üye sayılarına baktığımızda:
1 | İstanbul | 2.049 |
2 | Ankara | 1.219 |
3 | İzmir | 390 |
4 | Bursa | 155 |
5 | Adana | 132 |
6 | Gaziantep | 95 |
7 | Antalya | 65 |
8 | Eskişehir | 55 |
Türkiye’deki SMMM Odalarından 1.000 üyeden fazla üyesi olan odalara baktığımızda:
1 | İstanbul | 32.904 |
2 | Ankara | 11.016 |
3 | İzmir | 6.224 |
4 | Bursa | 4.070 |
5 | Antalya | 2.742 |
6 | Adana | 1.983 |
7 | Konya | 1.972 |
8 | Mersin | 1.576 |
9 | Gaziantep | 1.569 |
10 | Kocaeli | 1.335 |
11 | Kayseri | 1.123 |
12 | Denizli | 1.090 |
Mesleğini fiilen sürdüren Meslek Mensuplarının profiline bakarsak:
Unvan | SM | SMMM | YMM | Toplam |
İlkokul Mezunu | 1.264 | 379 | 0 | 1.643 |
Meslek Lisesi Mezunu | 5.365 | 7.844 | 0 | 13.209 |
Ön Lisans Mezunu | 1.736 | 2.802 | 0 | 4.538 |
Lisans Mezunu | 3.423 | 61.825 | 3.197 | 68.445 |
Yüksek Lisans Mezunu | 68 | 2.812 | 606 | 3.486 |
Doktora Sahibi | 0 | 84 | 357 | 441 |
Bağımlı Çalışan | 6.207 | 33.740 | 1.910 | 41.857 |
Serbest Çalışan | 5.649 | 42.006 | 2.250 | 49.905 |
Toplam | 11.856 | 75.746 | 4.160 | 91.762 |
Meslek Mensuplarının durumu bu şekilde, birde bu örgütlenmenin çatısını oluşturan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği yani TÜRMOB’un yapısını inceleyelim.
TÜRMOB, SM, SMMM, ve YMM odalarının birleştirildiği üst birlik olarak kurulmuştur. Kurullardan oluşur TÜRMOB’un yapısını anlamak için kurulların yapısına bakmak gerekir.
Buna göre;
1. Birlik Genel Kurulu: Her odanın asgari 3 temsilcisinin bulunduğu ve buna ilave olarak oda üye sayısının 75’te 1’i oranında asil ve yedek üye ile temsil edildiği kuruldur.
2. Yönetim Kurulu: Birlik Genel Kurulu tarafından seçilen 9 asil ve 9 yedek üyeden oluşur. Meslek Yasası gereği Kurul’da 5 üye en az üç yıl kıdemli YMM olmak zorundadır. Başkan üyeler arasından en az beş yıl kıdemli bir YMM olmak zorundadır. Üyeler 3 yıllığına seçilir.
Birliğin hukuki temsilcisi Yönetim Kurulu Başkanıdır.
3. Disiplin Kurulu: Birlik Genel Kurulu tarafından en az üç yıl kıdemli Meslek Mensuplarından 5 asil 5 yedek üye olarak seçilir. Değişiklikle YMM üye zorunluluğu kaldırıldı.
4. Denetleme Kurulu: Birlik Genel Kurulu tarafından en az üç yıl kıdemli 3 asil 3 yedek üye olarak seçilir. Üyelerden en az birinin YMM olma zorunluluğu vardır.
Resmin bütününe bakarak bir değerlendirme yapmamız gerekirse;
TÜRMOB’un yapısı ve yönetimine bakarsanız 91.762 üyeden oluşan örgütün 4.160 üyenin tahakkümü altında olduğunu görebilirsiniz ve bu yapısı ile TÜRMOB’un Meslek Mensuplarının temsili noktasında tabanından uzak olmasını da açıklayabilirsiniz. TÜRMOB’un aldığı kararlar ve uygulamaları ile Meslek Mensuplarının temsilcisi olma hüviyetine zaten hiç sahip olmadığını görebilirsiniz.
İşin bir diğer trajik tarafı ise bu küçük azınlığı oluşturan saygın bireylerin ekseriyetinin Meslek kökenli değil, Kamuda çoğunlukla da Maliye kurumunda çalışmış ve sahip oldukları sıfatları gereği ruhsat almaya hak kazanmış “Devlet Terbiyesi” ile yetişmiş, “Serbest-Bağımsız” çalışma kültürü nispeten kısıtlı kimselerden oluştuğudur. İdarenin mesleğimiz üzerindeki haksız ve ağır dayatmalarına karşı meslek örgütümüzün en tepedeki sessizliğini, çaresizliğini ve duruşunu anlamak içinde bu vakıa tek başına yeterlidir.
Yaklaşık 24 yıldır bu haksız uygulamanın düzeltilmesi için verilen “bunca mücadelenin” sonucunda gelinen noktaya bakarsanız durumun vahametini bir kez daha görebilirsiniz. Meslek yasamızda 26.07.2008 tarih ve 26948 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren 5786 sayılı kanunla bazı değişikliklere gidilmiştir.
Buna göre;
Birlik Yönetim Kurulunun oluşturulmasıyla ilgili kanunun değiştirilmeden önceki şekli;
“Birlik Yönetim Kurulu, Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından iki yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden kurulur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması zorunludur. Üyeler arasında yönetim kuruluna seçilecek yeminli mali müşavir yoksa, onlara ait noksan serbest muhasebeci mali müşavirden tamamlanır.”
Yeni Şekli:
“Birlik Yönetim Kurulu, kayıtlı olduğu meslek odasında en az üç yıl kıdemli olup serbest veya bir işyerine bağlı olarak bu Kanun hükümlerine göre fiilen mesleki faaliyette bulunan Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından üç yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden oluşur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması zorunludur. Üst üste iki seçim döneminde iki defa Birlik Yönetim Kurulu başkanlığına seçilmiş olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe Yönetim Kurulu üyeliğine seçilemezler.”
Gördüğünüz gibi yasanın eski ve yeni şekline baktığınızda karar alma mekanizmalarının bu konudaki fikrinin değişmediğini aksine daha da pekiştiğini görürsünüz. Bunun en temel kanıtı değişiklikle beraber yasanın metninde yer alan “yeminli mali müşavirler” ibaresinin, “en az beş yıl süreyle yeminli mali müşavirlik yapmış olanlar” şeklinde değiştirilerek metne işlenmesidir.
Böylece “Küçük Azınlık” meslek örgütümüz üzerindeki tahakkümüne devam etme, yasa yapanlar ise tahakküm edecek aktörleri “nispi temsil” uygulaması ile beraber belirleme şansını elde etmişlerdir. Böylece kitleleri kontrol etme kaygısı üzerine kurulu “Şark Kültürü”nün bu “Daraltılmış Demokrasi” anlayışı iki tarafı “kısmen memnun eden” bir uzlaşının ürünü olarak önümüze konmuştur.
Bu tablodan sonra bir “üst birlikten” daha doğrusu “birlikten” söz etmenin realist bir yaklaşım olmadığı aşikardır. Buna birde TTK ve KGK tarafından çerçevesi çizilen “Bağımsız Denetçilik” müessesesinin (muhtemel odalarının) ekleneceğini hesap edersek TÜRMOB’un geleceğinin ve yönetim modelinin ciddi revizyona tabi olacağı gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekecektir. Bu bir şanstır. Belki de TÜRMOB tarihinde ilk kez eşit koşullarda seçime girecek adayların oluşturacağı bir yapıya kavuşacak ya da birden fazla üst birlik senaryoları ortaya çıkacaktır. Bunu zaman ve karar alma mekanizmalarının tutumu belirleyecektir.
Ahmet EROĞLU
S.M. Mali Müşavir, Antalya